Boşanma Davasına Sunulan Ses ve Görüntü Kayıtları İle T.C.K 134
Yargıtay’ın boşanma davasına sunulan deliller ile bu suç bakımından yaklaşımı genel olarak ‘öncesinden planlayarak ve tuzak kurarak yapılmadığı ve boşanma davasına sunmak amacıyla hareket etmiş olduğu takdirde cezalandırma yoluna gidilemeyeceği yönündedir.
YARGITAY KARARLARI
12. Ceza Dairesi – 2017/3384E – 2017/6232K
Resmi nikahlı eşi olan katılan … ile evlendikten dört gün sonrasında cinsel ilişkiye girmelerinin akabinde katılanın evlenmeden ilkin başkası ile cinsel birlikteliği olduğu şüphesine kapılıp, katılanın bakire olmadığını gizleyerek kendisi ile evlendiğini iddia eden sanık …’in, katılana evlenmeden ilkin kiminle, nerede, nasıl ve kaç kez cinsel ilişkiye girdiğine dair sorular sorup, katılanın verdiği yanıtları, onun rızası olmaksızın cep telefonuna kaydettiği ve elde etmiş olduğu ses kaydının çözümünü metin halinde ondan sonra açmış olduğu *Boşanma* davasına vekili vesilesiyle sunmuş olduğu iddialarına mevzu vakada,
Katılanın cinsel mahremiyetine ilişkin Özel konuşmalarını içeren ses kaydını, üçüncü şahıs ya da kişilerle paylaşmış olduğu ve/yada çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, *Boşanma* davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın kendisinden gizlediği evlenmeden önceki tutum ve davranışları bulunduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket etmiş olduğu bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından, sanığa yüklenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, Özel Yaşamın Gizliliğini İhlal suçlarının yasal unsurlarının oluşmaması sebebiyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair mahalli mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
12. Ceza Dairesi – 2016/4800E – 2017/4841K
Resmi nikahlı eşi katılanın kendisini aldattığından şüphelenen sanığın katılan ile ortak kullanımlarında olarak vasıta içine yerleştirmiş olduğu dinleme aleti ile katılanın aynı iş yerinde birlikte çalmış olduğu ve konuşma içeriklerine gore duygusal yakınlaşma içinde olduğu şahıs ile olan konuşmalarını ve aynı şahıs ile kafede oturduklarına ilişkin görüntüleri kaydedip, açmış olduğu *Boşanma* davasında kanıt olarak kullandığı iddia ve kabul edilen vakada,
Katılanın tarafı olduğu konuşma içeriklerini ve görüntüleri üçüncü şahıs ya da kişilerle paylaşmış olduğu ve/yada çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, katılanın itimat sarsıcı negatif tutum ve davranışlarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetildiğinde atılı suçların yasal unsurlarının oluşmaması sebebiyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince atılı suç açısınından sanığın kastının bulunmaması sebebiyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bundan dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; sadece, tekrardan yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; yargı fıkrasının (1) numaralı bendinin, “Meydana getirilen yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.