09:00 - 18:00

Bize sorularınızı sorabilirsiniz

0(262) 323 21 67

Telefon numarasından ulaşabilirsiniz

Search
 

Dolandırıcılık Suçu

Zengin Hukuk Bürosu > Ceza Hukuku  > Dolandırıcılık Suçu

Dolandırıcılık Suçu

Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir.

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Dolandırıcılık suçunun kolay hali TCK (m.157) bakımından görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Nitelikli haller bakımından ise (TCK m.158) ağır ceza mahkemeleri görevlidir.

Davaya bakmakla yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Dolandırıcılık suçunda netice failin kendine yada üçüncü bir şahıs lehine yarar elde etmesi ile gerçekleşeceğinden yetkili mahkeme yararın sağlanmış olduğu (neticenin gerçekleştiği ) yer mahkemesidir.

TCK’da düzenlenen hükümlere gore kolay haliyle dolandırıcılık;

‘’Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun yada başkasının zararına olarak, kendisine yada başkasına bir yarar elde eden kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.’’ şeklindedir.

“Burada hileli davranıştan kasıt kişinin icrai bir davranışla (söz, yazı yada kandırıcı herhangi bir davranışla ) gerçekleştirebileceği benzer biçimde, karşı tarafın içine düşmüş olduğu hatadan, bir mevzuda yanlış informasyon sahibi olunmasından yararlanarak da, şu demek oluyor ki dikkatsizliği bir davranışla da gerçekleştirilebilir. Sadece, bu durumda kişinin hataya düşen karşı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü olmalıdır. Hataya düşen şahıs ile hukuki ilişki içinde olunan hallerde, bu şekilde bir yükümlülük vardır. Bu yükümlülük kanundan, yükümlülüğe aykırı daha önceki icrai hareketten, sözleşmeden, sözleşmeden yada sözleşme dışı hususi bir itimat ilişkisinden meydana gelebilir. Ek olarak muhatabın belirli bir husustaki hatası karşısında kişinin dikkatsizliği davranışının, mesela susmasının, bir beyan, izahat kıymeti taşıması gerekir.

Suçun yeni kanundaki tanımında hilenin belirli bir ağırlığa erişmesi zorunluluğu aranmadığı için belirli bir durumda konuşma hukuksal yükümlülüğü altında bulunan kişinin susması da ‘’ hileli davranış ‘’sayılabilecektir. Nitekim doktrindeki çoğunluk görüşü, dikkatsizliği bir hareketin de ,failin garantör olarak hatanın ortaya çıkışı yada devamını engelleme hukuksal yükümlülüğü altında olması ve muhatabı aydınlatmaması koşuluyla, dikkatsizliği bir hareketin de dolandırıcılık suçunda hile olabileceği doğrultusundadır.”(Parlar, Ali ‘Türk Ceza Hukukunda Dolandırıcılık Suçları’, Ankara 2015, sf.22 )

Nitelikli Dolandırıcılık Halleri ise ;

(1) Dolandırıcılık suçunun;

  1. a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  2. b) Kişinin içinde bulunmuş olduğu tehlikeli durum yada zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  3. c) Kişinin idrak etme kabiliyetinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  4. d) Kamu kurum ve müesseselerinin, kamu meslek müesseselerinin, siyasal parti, vakıf yada dernek tüzel kişiliklerinin vasıta olarak kullanılması suretiyle,
  5. e)Kamu kurum ve müesseselerinin zararına olarak,
  6. f) Bilişim sistemlerinin, banka yada kredi kurumlarının vasıta olarak kullanılması suretiyle,
  7. g) Basın ve gösterim araçlarının sağlamış olduğu kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  8. h) Tacir yada şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri esnasında; birleşke yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
  9. i) özgür meslek sahibi kişiler tarafınca, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  10. j) Banka yada diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi ihtiyaç duyulan bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
  11. k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
  12. l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi yada banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması yada bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili bulunduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Sadece, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilmiş menfaatin iki katından azca olması imkansız.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından çıkar temin eden şahıs, yukarıdaki fıkra hükmüne gore cezalandırılır.

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer edinen suçların, üç yada daha çok şahıs tarafınca beraber işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Şuçun nitelikli hallerinden dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi

Ceza Genel Kurulu  2012/6-1556 E.  ,  2013/109 K. ‘’…Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, ehemmiyet verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle meydana gelen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır. Aldatma aracı olarak kullanılan “cenaze için yakarma ya da Kur ‘an-ı Kerim okunması ve peşinden ölen kişinin zekât borçlarının ödenmesi hususunun dini inanç ve duygulara ilişkin olduğu…’’

 

Şuçun nitelikli hallerinden sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık 

Yargıtay 15.Ceza Dairesi  E. 2017/31459 K. 2021/2481 T. 4.3.2021

‘’..Sanığın, suç zamanı itibari ile “Duru Ambalaj” isminde iş yerini işlettiği, söz konusu iş yerinde hırsızlık olduğuna dair 04/03/2013 tarihinde Pendik Çamçeşme Polis Merkez Amirliği’ne başvurarak, işyerinden 180.000.TL civarında mal hırsızlandığı yönünde şikayette bulunmuş olduğu, ek olarak zararın karşılanması için mağdur … şirketine de başvurduğu, hırsızlık vakasını mağdur … şirketine de bildirmesi üstüne sigorta eksperinin 05/03/2013 tarihinde sanığın işyerine gelmiş olarak vaka yerini fotoğrafladığı, ayrıca 07/03/2013 tarihinde Pendik İlçe Güvenlik Müdürlüğü’ne meydana getirilen isimsiz ihbarda, sanığın iş yerinde hırsızlık vakasının meydana gelmediği, sigorta şirketinden para alabilmek için bu yola başvurduğu ve eşyaları “Sülüntepe Mah. Yakut Sok No:12 Pendik” adresindeki başka bir ikametin kömürlüğüne sakladığının bildirilmesi üstüne, adreste meydana getirilen aramada iş yerinde satışı meydana getirilen bir kısım eşyaların bulunduğunun tespit edilmiş olduğu, akabinde sanığın işlenmediğini bilmiş olduğu suç sebebiyle suç suç duyurusunda bulunmuş olduğu anlaşılması üstüne mağdur … tarafınca sanığa herhangi bir ödemede bulunulmadığı, sanığın sigortadan para almak amacıyla işyerinde hırsızlık yapıldığı yönünde suç isnadında bulunmuş olduğu, bu surette sanığın nitelikli dolandırıcılık suçuna girişim etmiş olduğu somut vakada…’’

Suçun nitelikli hallerinden idrak etme kabiliyetinin zayıflığından yararlanmak

Yargıtay 15. Ceza Dairesi   2017/1604 E.  ,  2017/19747 K. ‘’…Mağdur …’nın 2006 senesinde geçirmiş olduğu iş kazası sebebiyle duyma, anlama ve konuşma kabiliyetini yitirdiği bu durumu abisi olan sanık …’ın bilmesine karşın diğer sanık … ile beraber 01/06/2009 tarihinde sanık …’nun başkatip olarak çalmış olduğu Bakırköy 15. Noterliğine gittikleri, burada mağdur …’nın … plaka sayılı aracının satışına ilişkin sanık …’ın da aralarında bulunmuş olduğu bir kısım şahıslara yetki veren vekaletnamenin düzenlenmesinin sağlandığı, bu şekilde sanıklar … ve …’ın mağdur …’nın Idrak etme Kabiliyetinin Zayıflığından yararlanmak suretiyle nitelikli Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri kabul edilmiş olduğu..’’

Suçun nitelikli hallerinden banka yada kredi kurumlarının vasıta olarak kullanılması

Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/4 E. , 2018/66 K. “…Şüphelinin görevi gereği özürlü maaşı olan müştekiler hakkında informasyon sahibi olduğu, yakın akrabalarının özürleri sebebi ile maaş olmakta olan müştekilerin almış olduğu maaşların takip edeni ve kesilmesi mevzusunda şüphelinin hiçbir yetkisi bulunmadığı halde, Ağustos 2010 tarihinde eşinin rahatsızlığı sebebi ile maaş alan müşteki Yıldıray’ın yanına giderek bakım maaşının kesilmemiş olmasına karşın kesildiğini söyleyerek maaş Kartı ve şifresini istediği, müştekinin maaş kartını ve şifresini şüpheliye verdiği, şüphelinin bu kart ile atm aletinden müştekinin Ağustos 2010 maaşını 540 Lira olarak çekmiş olduğu, 15-20 gün sonrasında tekrardan müştekiye giderek maaşın kesilmesi hususunda konuşmak suretiyle Hükümet Konağına çağırdığı, şüphelinin burada …’nun da şahit olduğu şekilde, maaşının kesilmemesi için müştekiden 500 Lira istediği, müştekinin param yok demesi üstüne 250 Liraya kadar indirilmiş olduğu sadece müştekinin parayı vermeyi kabul etmemesi üstüne şüphelinin son eyleminin girişim aşamasında kalmış olduğu, şüphelinin sonradan maaşın yatmaya devam edeceğini söyleyerek maaş kartını müştekiye iade etmiş olduğu, şüphelinin 11.02.2011 tarihinde bu kez özürlü gelini sebebi ile maaş alan müşteki Gülser’e giderek oğlunuz çalışıyor, üstüne motor var maaşınız kesilecek diyerek müştekiyi hükümet konağına çağırdığı, burada müştekiden maaşın kesilmemesi hususunda girişimde bulunacağını söyleyerek 500 Lirayı 14.02.2011 tarihinde müştekiden almış olduğu…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında Dolandırıcılık ve banka yada Kredi kartlarının kötüye Kullanılması suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.’’

Suçun nitelikli hallerinden kamu kurum ve müesseselerinin zararına olarak işlenmesi

Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/235 E. , 2018/297 K. ‘’Canan Eczanesinde kalfa olarak çalışan sanık …’un hastaları ikna ederek sıhhat karnelerini alıp Merkez Efendi Devlet Hastanesinde dahiliye uzmanı olarak çalışan sanık …’na götürerek düzmece sıhhat kurulu raporları ve reçeteler düzenlettirmek suretiyle iştirak halinde kamuyu zarara uğrattıkları” şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında Tck’nın 158/1-e. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.’’

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN TİPİKLİĞİ HAKKINDA

Dolandırıcılık suçu özgür hareketli bir suçtur. Sadece tüm hareketlerin ortak altyapısını teşkil eden, dolandırıcılık suçunun şartları olarak nitelenebilecek üç şart vardır:

Failin işlediği fiilin hile oluşturduğunu biliyor olması gerekmektedir.

Failin bir kimseyi aldatacak özellikte hileli hareketlerinin olması gerekmektedir.

Failin hileli hareketleri sonucunda kendine yarar sağlaması ve bir kimseyi zarara uğratması, bu zarar-fayda ilişkisinin uygun illiyet bağıyla bağlanması gerekmektedir.

Dolandırıcılık suçu, neticeli bir suç tipidir. Failin, hileli davranışlarıyla aldattığı mağdurun yada başkasının zararına olarak, kendisine yada başkasına bir yarar sağlaması gerekir. Mağdurun yada başkasının zararına, yararın elde edilmesiyle netice gerçekleşir ve suç tamamlanır.

Suçun daha azca ceza gerektiren hali ise TCK m.159’da düzenlenmiştir ;

Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı öğrenim amacıyla işlenmesi halinde, yakınma üstüne, altı aydan bir yıla kadar hapis yada adlî para cezasına hükmolunur.

 


DOLANDIRICILIK SUÇU HAKKINDA ŞİKAYET VE UZLAŞMA

Kolay dolandırıcılık suçunda dava zamanaşımı süresi 8 senedir. Nitelikli dolandırıcılık suçunda ise dava zamanaşımı süresi 15 senedir.

Kolay dolandırıcılık suçu 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 34. Maddesinde meydana getirilen düzenleme ile uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Buna gore soruşturma yada kovuşturma aşamasında savcılığın ilk olarak uzlaştırma prosedürlerini uygulaması, uzlaşma sağlanamadığı durumunda yargılama aşamalarına devam etmesi gerekir.

Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158) ise uzlaşma kapsamında değildir.

DOLANDIRICILIK SUÇU VE ETKİN PİŞMANLIK

Dolandırıcılık suçu için etkin pişmanlık hükümlerine başvurulabilir. Bu suç sebebiyle oluşan zarar, suçun konusu olan şeyin aynen mağdura geri verilmesi yada bedelinin ödenmesi suretiyle giderilebilir. Failin soruşturma aşamasında mağdurun zararını gidermesi halinde faile verilecek cezanın 2/3’ü kadarı indirilebilir. Zararın kovuşturma aşamasında yargı verilinceye kadar karşılanması halinde ise faile verilecek cezanın 1/2’si indirilebilir. Etkin pişmanlık hükümleri gereği ceza indiriminden suça yardım eden yada azmettiren de yararlanabilir.

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA CEZANIN ERTELENMESİ, ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ VE HAGB

Kolay dolandırıcılık suçunun hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir. Sadece nitelikli dolandırıcılık için bu şekilde bir durum söz konusu değildir.

Kolay yada nitelikli dolandırıcılık suçu sebebiyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür. Bu durumda verilen denetim süresi içinde şartlara uyulması halinde hükmolunan ceza hiçbir netice doğurmayacaktır.

Son olarak, dolandırıcılık suçu sebebiyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür. Bu kararda sanık verilen denetim süresini toplumsal yaşamı içinde iyi halli geçirerek cezasını infaz etmiş sayılır.

 

EMSAL YARGITAY KARARLARI

Ceza Genel Kurulu – 2017/732E – 2018/678K  ‘’..Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. Otomatlar aracılığı ile satışa sunulan hizmetlerden, otomatın teknik işleyişini dönem dışı bırakan müdahalelerle, bedeli ödenmeksizin yararlanılması durumunda, ortada bir taşınabilir mal bulunmadığı için, hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Örneğin, toplu taşıma sistemlerinde yolcuların geçişlerini denetim eden otomatlara müdahale edilmek suretiyle ücret ödenmeksizin seyahat yapılması durumunda, karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğunu kabul etmekte fayda vardır. Burada, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü bu durumda herhangi bir şahıs aldatılmamaktadır. Meydana getirilen müdahale ile bir otomatın teknik işleyişinin dönem dışı bırakılması durumunda da, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü, Dolandırıcılık suçu açısından hilenin varlığı için muhatabın kesinlikle insan olması gerekir.’’

Yargıtay 15.C.D E. 2019/2686 K. 2021/3694 Sanıkların servis işlerinde kullanılan S plakayı, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde tanıdıkları bulunduğunu ve bu plakayı ucuza alacaklarını söyleyerek, katılanlar T. ve B.’in ortak olarak alacakları S plaka için 27.500 TL ve 57.500 TL bedelli çek ve 73.000 TL nakit para verdiği, katılan …’in 75.000 TL parayı sanık …’in çalışanı şahit Y. isminde bir kişinin hesabına gönderilmiş olduğu, ek olarak sanık …’e 40.000 TL ödeme yapmış olduğu, sanık …’in mobilya dükkanından 12.000-13.000 TL civarında mobilya almış olduğu, katılan …’ın 40.000 TL parayı sanık …’in eşi şahit … adına havale etmiş olduğu, birkaç gün içinde de 100.000 TL parayı sanık …’in çalışanı Y. isminde bir kişinin hesabına havale etmiş olduğu, bu şekilde sanıkların düşünce ve fiil birlikteliği ile nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen vakada;

5237 Sayılı TCK’nın 158/2. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, suç failinin, ismen söylemese bile kimden söz edilmiş olduğu karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabı belirtilerek, kamu görevlilerini tanıdığını, hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırmasının gerekli olması durumunda, belli bir kamu görevlisi yanında hatırı sayıldığından yada kamu görevlisiyle ilişkisi olduğundan bahsetmeksizin, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde tanıdıkları bulunduğunu ve uygun fiyata S plaka temin edebileceklerinden bahisle hileli hareketler kullanıp çıkar temin etmiş olmaları karşısında; eylemlerimin 02.12.2016 tarih ve 29906 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında yer edinen ve 5237 Sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan yazılı şekilde hükümlerin kurulması,

 

Y.13.CD, 02.10.2018 gün ve E:2017/2450, K:2018/12948“Hileli davranışlarla iradesi sakatlanan kişinin mağdur olması zorunluluğunun bulunmadığı, somut vakada sanığın hileli davranışları sonucunda tanığın iradesinin sakatlandığının anlaşılması karşısında… dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek hırsızlık suçundan yargı kurulması…”,

 

Yargıtay 23.Ceza Dairesi’nin 10.05.2016 tarih ve 2016/6057 sayılı sonucunda ; “Sanıkların, L..M.. ve D..Tic.Ltd.Şti. bünyesinde mobilya işleriyle etkinlik gösteren işyerinin sorumlusu oldukları, katılanın vaka tarihinde sanıklar ile anlaşıp mobilya siparişi verdiği ve karşılığında sanıklara 4.000 TL ödemede bulunmuş olduğu, sanıkların katılana taahhütte bulundukları malları teslim etmedikleri benzer biçimde işyerini kapatıp ortadan kayboldukları, bu suretle sanıkların iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen vakada sanıkların savunması, katılanın beyanı ve tüm dosya kapsamı itibariyle; sanıkların, işlerinin bozulması sebebiyle katılanın parasını ödediği siparişi teslim edemedikleri ve işyerini kapatmak zorunda kaldıkları yönündeki savunmaları karşısında, somut vakada hile unsurunun bulunmadığı ve aradaki birlikteliğin hukuki ihtilaf durumunda olduğu nedeni öne sürülerek verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.” denilmek suretiyle mahalli mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Yargıtay 15.Ceza Dairesi 02.12.2013 tarih ve 2013/18825 “…sanığın mağdura çek verdikten iki yıl ilkin mağdura borçlandığı, bu borç sebebiyle ilkin senet verdiği, senedin ödenmemesi sebebiyle borca karşılık olmak suretiyle suça mevzu düzmece çeki vererek başta dolandırıcılık kastıyla hareket etmediği dikkate alınarak sanığın, evvel dünyaya gelen bir zarar yada dünyaya gelen bir borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar yada borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucunu doğurmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı anlaşılmakla, sanığın CMK gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizdir. ”

Yorum yok

Yorum Yap

İletişime Geç
Avukata Danış
Merhaba,
sorularınızı bize yöneltmek ister misiniz?