09:00 - 18:00

Bize sorularınızı sorabilirsiniz

0(262) 323 21 67

Telefon numarasından ulaşabilirsiniz

Search
 

İşçinin Fesihten Önce Başka Bir İşe Girmesi Haklı Fesih Olgusunu Ortadan Kaldırmaz

Zengin Hukuk Bürosu > Yargıtay Kararları  > İşçinin Fesihten Önce Başka Bir İşe Girmesi Haklı Fesih Olgusunu Ortadan Kaldırmaz

İşçinin Fesihten Önce Başka Bir İşe Girmesi Haklı Fesih Olgusunu Ortadan Kaldırmaz

T.C.
YARGITAY

9. Hukuk Dairesi

Esas No: 2020/1521

Karar No: 2020/6778

Karar Tarihi: 01.07.2020

TESPIT DAVASI – FESIHTEN ÖNCE IS BASVURUSU YAPILIP KABUL EDILMESINDEN SONRA KULLANILMASININ DA MAKUL KABUL EDILEBILIR INSANI KAYGILARDAN KAYNAKLI OLDUGUNUN ANLASILMASI – UYUSMAZLIGIN GIDERILMESI

ÖZET: Haklı fesih sonucunu doğuran nedenler işverenden sadır olup, davacı isçilerce bu hak fiilen
yeni ise başlanılmasından evvel kullanıldığı gibi fesihten önce is başvurusu yapılıp kabul edilmesinden
sonra kullanılmasının da makul kabul edilebilir insani kaygılardan kaynaklı olduğunun anlaşılması
karsısında, bu hakkın dürüstlük kuralına aykırı kullanıldığının kabul edilmesi hakkaniyet ve adalet
ilkesi ile de bağdaşmayacağından, uyuşmazlığın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin
kararı doğrultusunda giderilmesine karar verilmiştir.

(4857 S. K. m. 24)

Davacılar vekili, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2019 Tarih, 2019/435
Esas ve 2019/3408 sayılı ilamı ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 08/03/2019
tarih, 2018/2552 esas ve 2019/588 sayılı ilamı arasında uyuşmazlık bulunduğunun tespitine karar
verilmesini istemiştir.

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi davacılar avukatının uyuşmazlık talebini kabul
ederek uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Bursa Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’na
gönderilmesine karar vermiştir.

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu iki ilam arasında uyuşmazlık bulunduğuna,
uyuşmazlığın giderilmesi ve içtihat birlikteliğinin sağlanması amacıyla dosyanın Dairemize
gönderilmesine karar vermiştir.

Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:

YARGITAY KARARI

(BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI KARARLARI ARASINDAKI UYUSMAZLIGIN GIDERILMESI
ISTEMINE DAIR)

I-BASVURU

Başvuran Av. … 09/01/2020 tarihli dilekçesinde, müvekkili Isa Kıvrak tarafından is akdi 18.10.2016
tarihinde İnegöl 3. Noterliği’nin 11948 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, işbu
ihtarnamede fesih sebebi olarak müvekkilinin aldığı son net ücretin 2.485,00 TL oldugu, bunun
1.735,00 TL’lik kısmının bankadan geriye kalan kısmının elden ödendigini, sigorta primlerinin ise
bankaya yatırılan kısım üzerinden eksik ödendigini, fazla çalısma ve UBGT günlerinde çalısmalarının
oldugunu, karsılıgının kendisine ödenmedigini ve Is Kanunu madde 24/2/e hükmü uyarınca is akdi
haklı nedenle feshettigini, davalı tarafça ihtarnamede belirtilen süre içerisinde herhangi bir ödeme
yapılmaması üzerine isçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldıgını, Inegöl Is Mahkemesi’nin

2016/301 Esas-2018/460 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada
davalarının kısmen kabulüne karar verildigini, kıdem tazminatı talebimizin reddine, %15 hakkaniyet
indirimi ile 1.071,23 TL fazla çalısma ücretine, %15 hakkaniyet indirimi ile 1.084,88 TL ulusal
bayram ve genel tatil ücretine hükmedildigini,

Yerel Mahkeme gerekçesinde “davacının davalı is yerinde çalısmakta iken kamu kurumuna atanmak
üzere hazırlık islemleri yaptıgı, atanmasına iliskin sürecin kesinlesmesi üzerine is sözlesmesini haklı
nedenle feshettigini beyan etmis ise de gerçek iradesinin baska kurumda çalısma olgusu oldugu sabit
olmakla davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacagı” sonuç ve kanaatine varıldıgını,

Fazla çalısma ve UBGT ücreti bakımından bilirkisi raporuna karsı itirazlarımız dikkate alınmadan
bordrolarda fazla çalısma ve UBGT tahakkuku yapılmıs olması gerekçesi ile bu aylar dikkate
alınmadan hukuka aykırı hüküm tesis edildigini,

Yerel mahkeme kararı hem kendileri tarafından hem de davalı tarafça istinaf edildigini, yapılan istinaf
incelemesi neticesinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ‘nin 2019/435 Esas –
2019/3408 Karar sayılı 03.12.2019 tarihli kararı ile tarafların istinaf basvurularının esastan reddine
kesin olmak üzere karar verildigini,

Bölge Adliye Mahkemesi kararında “davacının gerçekteki is akdinin fesih gerekçesinin memuriyete
geçmek oldugu anlasılmakla kıdem tazminatı talebinin reddi usul ve yasaya uygun bulunmustur”
gerekçesinde bulunuldugunu, yine fazla çalısma ve UBGT alacakları konusunda istinaf incelemesinde
bordroların imzalı olması nedeniyle bordrolar detaylı olarak incelenmeden hüküm tesis edildigini,

Müvekkili … tarafından is akdi 13.10.2016 tarihinde Bursa 24. Noterligi’nin 17581 yevmiye numaralı
ihtarnamesi ile feshedildigini, isbu ihtarnamede fesih sebebi olarak müvekkillerinin aldıgı son net
ücretin 2.700,00 TL oldugunu, bunun bir kısmının bankadan geriye kalan kısmının elden ödendigi,
sigorta primlerinin ise bankaya yatırılan kısım üzerinden eksik ödendigi, fazla çalısma ve UBGT
günlerinde çalısmalarının oldugunu, karsılıgının kendisine ödenmedigi ve Is Kanunu madde 24/2/e
hükmü uyarınca is akdi haklı nedenle feshettigini, davalı tarafça ihtarnamede belirtilen süre içerisinde
herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine isçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldıgını,

Bursa 4. Is Mahkemesi’nin 2016/777 Esas – 2018/245 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada
davanın kısmen kabulüne karar verildigini, kıdem tazminatı talebinin kabulüne, hakkaniyet indirimi ile
16.973,83 TL fazla çalısma ücretine, resmi tatil ücreti talebinin reddine karar verildigini,

Yerel Mahkeme gerekçesinde kıdem tazminatı bakımından “davacı is akdini eksik prim ödemesi ve ek
ders ücretlerinin verilmemesi nedeni ile feshettigini belirtilmistir. Ödemeyi ispat yükü yazılı delil ile
isveren üzerinde oldugu kabul edildiginden davalı tarafça dosyamıza davacının prim ödemeleri ve ek
ders ücretlerinin ödendigine dair belge ibraz edilmediginden davacının feshinin haklı oldugu kanaatine
varılarak kıdem tazimatı alacagının kabulüne karar verilmistir.” sonuç ve kanaatine varıldıgını,

Yerel Mahkeme kararı davalı tarafça istinaf edildigini, yapılan istinaf incelemesi neticesinde Bursa
Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2018/2552 Esas – 2019/588 Karar sayılı 08.03.2019
tarihli kararı ile davalı tarafın istinaf basvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verildigini,

Bölge Adliye Mahkemesi kararında “davacının aldıgı ücretin tamamının SGK’ya bildirilmedigi ayrıca
fazla çalısma alacagına hak kazandıgı anlasılmıs bunların karsılıgının ödendigi ispatlanamamıstır. Bu
durumda is akdinin davacı tarafından feshi 4857 sayılı Is Kanunu’nun 24. Maddesi uyarınca haklı
nedene dayandıgından mahkemece davacının kıdem tazminatına hak kazandıgının kabul edilmesine ve
hüküm altına alınmasında da isabetsizlik bulunmamıstır.” gerekçesinde bulunuldugunu,

Her iki dosyada dava konusu talepler üzere aynı is yerinde farklı subelerde çalısmakta olan
ögretmenlerin isçilik alacaklarına iliskin oldugunu, iki farklı dairenin iki farklı kesin kararı bulundugunu,

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından ihtarnamede belirtilen fesih nedeni
uyarınca isçilik alacaklarının ödenmemesi ve sigorta primlerinin eksik ödenmesinin kıdem tazminatı
hak kazanıldıgı yönünde karar verildigini, yine aynı kıdeme sahip bir ögretmenin fazla çalısma alacagı
bilirkisi raporuna göre 16.973,83 TL olarak belirtildigini,

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ise davacı tarafından is akdinin memuriyete geçmek
için feshedildigini, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadıgı, % 15 hakkaniyet indirimi ile
1.071,23 TL fazla çalısma ücretine, % 15 hakkaniyet indirimi ile 1.084,88 TL ulusal bayram ve genel
tatil ücretine hak kazandıgına kesin olarak hükmedildigini,

Her iki dosya kapsamında da isçinin hak etmis oldugu isçilik alacaklarının bir kısmının ödenmedigi
hususunun sabit oldugunu, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. ve 9. Hukuk Daireleri arasında kıdem
tazminatı sartları olusup olusmadıgı ve hükmedilen fazla çalısma ücreti miktarları arasında görüs
farklılıgı mevcut oldugunu, hükmedilen kararlar kesin karar oldugundan temyiz kanun yoluna gitme
imkanı bulunmadıgından basvuruda bulunma zorunlulugunun hasıl oldugunu,

T.C. Yargıtay 22.Hukuk Dairesi 2016/6530 Esas – 2019/13987 Karar sayılı 25.06.2019 tarihli
kararında “Mahkemece, davacının Milli Egitim Bakanlıgı bünyesinde ögretmen olarak atamasının
yapılması sebebiyle is sözlesmesini haklı bir sebep olmadan feshettigi gerekçesiyle kıdem tazminatı
talebinin reddine karar verildigini,

Davacı isçi, haklı fesih sebeplerinin bulundugunu iddia etmekte olup, detaylı açıklama yaparak is
sözlesmesini yazılı fesih bildirimi ile feshettigini, Bu yön nazara alındıgında, fesih için haklı sebepleri
bulundugunu iddia eden bir isçinin, muhtemel fesih tarihinden sonraki issizlik sürecini ve geçim
kosullarını nazara alarak, fesihten önce baska bir ise basvurmus olması ve yeni ise kabul edileceginin
kesinlesmesinden sonra, is sözlesmesini feshetmesi, kötüniyetli fesih olarak degerlendirilemeyecegini,
bu halde, yazılı fesih bildiriminde ileri sürülen sebepler nazara alınarak, feshin haklı sebebe dayanıp
dayanmadıgı ve dolayısıyla davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadıgının
degerlendirilmesinin gerektigini,

Dosya kapsamına göre, her ne kadar hesaplanan miktara yönelik olarak bozma sebebi mevcut ise de,
davacının çalısma karsılıgı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü ücretlerinin
ödenmedigi sabit oldugunu, bu halde, isçi feshi haklı sebebe dayanmakta olup, kıdem tazminatına hak
kazandıgının kabul edilmesi gerekirken, anılan talebin reddine karar verilmesinin hatalı oldugunu”

Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2016/6530 Esas 2019/13987 sayılı kararında da mahkemenin tartısması
gereken hususun ileri sürülen fesih nedeninin haklılıgı oldugu açıkça ortaya kondugunu, tüm bu
nedenlerle daireler arasındaki uyusmazlıgın karar baglanmasını ve müvekkilinin kıdem tazminatına ve
diger isçilik alacaklarının kabulüne karar verilmesini talep etmistir.

II-UYUSMAZLIGIN GIDERILMESI ISTEMINE KONU BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI
KARARLARI

A) BURSA BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI 3. HUKUK DAIRESININ 03.12.2019 TARIHLI VE
2019/435, 2019/3408 E.K. SAYILI KARARI

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince;

“… Davacının davalı isverene göndermis oldugu Inegöl 3.Noterligine ait fesih ihtarnamesinin
18/10/2016 tarihli oldugu, bu ihtarnamenin davalı isverene 26/10/2016 tarihinde teslim edildigi
anlasılmakla davacının is akdini 18/10/2016 tarihi itibari ile feshettigi anlasılmıstır. Her ne kadar
davacı davalı isverene göndermis oldugu fesih bildiriminde fazla mesai, ubgt ücret alacaklarının
ödenmedigi ve ücretinin eksik bildirildigi nedenleri ile is akdini feshettigini bildirmisse de davacının

bu tarihten yaklasık 2 ay önce Milli Egitim Bakanlıgından ögretmen olarak atanması yönünde
basvuruda bulundugu, basvurusunun kabul edildigi, 10/10/2016 tarihinde Milli Egitim Bakanlıgına
baglı okulda ögretmen olarak atanmasına iliskin sonuçların açıklandıgı bu süreçten sonra, davacının is
akdini feshettigi görülmekle davacının gerçekteki is akdini fesih gerekçesinin memuriyete geçmek
oldugu anlasılmakla kıdem tazminatı talebinin reddi usul ve yasaya uygun bulunmustur. Buna iliskin
davacı vekilin istinaf talebinin reddi gerekmistir. …” gerekçesiyle, “Tarafların istinaf basvurusunun
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi geregince ESASTAN REDDINE,” karar verilmistir.

B) BURSA BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI 9. HUKUK DAIRESININ 08.03.2019 TARIHLI VE
2018/2552, 2019/588 K. SAYILI KARARI

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince;

“…Isçi ücretlerinin tam ve zamanında ödenmemesi 4857 sayılı Is Kanunu’nun 24. madde kapsamında
isçiye haklı fesih imkanı verir. Ücretin tam olarak ödenmesi asıldır. Isveren, isçinin ücretini eksik
ödeyemeyecegi gibi 62. madde geregince yazılı muvafakat olmadıkça ücretten kesinti de yapamaz.

4857 sayılı Is Kanunu’nun 24/II-e bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak
değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel
tatil ücreti gibi alacaklarının ödenmemesi isçiye haklı fesih imkanı verir.

Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için isçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme
döneminin gelmiş olması ve isçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir. İsçinin ücretinin işverenin
içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin
ücretinin bir kısmını Is Kanununun 33. maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması
da isçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Bireysel iş sözleşmesi veya toplu is sözleşmesinden
kaynaklanan ayni yardımların yerine getirilmemesi de (erzak yardımı, kömür yardımı gibi) bu madde
kapsamında değerlendirilmeli ve isçinin haklı fesih imkanı kabul edilmelidir.

Yukarıda da açıkça belirtildiği gibi davacının aldığı ücretinin tamamının SGK’ya bildirilmediği ayrıca
fazla çalışma alacağına hak kazandığı anlaşılmış, bunların karşılığının ödendiği kanıtlanamamıştır. Bu
durumda is akdinin davacı tarafından feshi, 4857 sayılı Is Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca haklı
nedene dayandığından mahkemece, davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabul edilmesinde
ve hüküm altına alınmasında da isabetsizlik bulunmamıştır. …” gerekçesiyle, “Davalının istinaf
başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDINE,” karar verilmiştir.

III-BURSA BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI HUKUK DAIRELERI BASKANLAR KURULUNUN
15.10.2018 TARIH ve 2018/14 SAYILI KARARI

Kültür Özel Egitim Dershanecilik ve Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.S.’de öğretmen olarak çalışan
davacıların çalısma ücretlerinin bir kısmının bankadan bir kısmının ise elden ödendiği, fazla çalışma
ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve sigorta
primlerinin de eksik bildirilmesi nedeniyle is akitlerini işveren şirkete ihtarname göndererek fesh
ettikleri, ihtarnamede belirtilen süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle alacaklarının
tahsili için de dava açtıkları, her iki yerel mahkemece davaların kısmen kabulü ile İnegöl Is
Mahkemesince kıdem tazminatı talebinin reddine, Bursa 4. Is Mahkemesince kıdem tazminatı talebinin
kabulüne karar verildiği,

Kararlar ile ilgili istinaf talebinde bulunulduğu; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ve
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar
verildiği,

Bu hali ile her iki olayın benzer nitelikte olduğu değerlendirildiğinden, Bursa Bölge Adliye
Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2019 tarih, 2019/435 Esas 2019/3408 Karar sayılı kararı ile
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 08/03/2019 tarih 2018/2552 Esas, 2019/588 K.

sayılı kararı arasında uyuşmazlık bulunduğu,

Uyuşmazlığın, davacı vekilinin dosyaya sunduğu emsal Yargıtay 22.HD’nin 25/06/2019 tarih,
2016/6530 E.- 2019/13987 K. Numaralı kararında da, “davacının Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen
olarak atanmış olsa da….Davacı isçi, haklı fesih sebeplerinin bulunduğunu iddia etmekte olup, detaylı
açıklama yaparak is sözleşmesini yazılı fesih bildirimi ile feshetmiştir. Bu yön nazara alındığında, fesih
için haklı sebepleri bulunduğunu iddia eden bir isçinin, muhtemel fesih tarihinden sonraki işsizlik
sürecini ve geçim koşullarını nazara alarak, fesihten önce başka bir ise başvurmuş olması ve yeni ise
kabul edileceğinin kesinleşmesinden sonra, iş sözleşmesini feshetmesi, kötüniyetli fesih olarak
değerlendirilemez. Bu halde, yazılı fesih bildiriminde ileri sürülen sebepler nazara alınarak, feshin
haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve dolayısıyla davacının kıdem tazminatına hak kazanıp
kazanmadığının değerlendirilmesi gereklidir.” hükmü verildiği hususları ile Yargıtay içtihadı dikkate
alındığında, davacının fesih öncesinde Bakanlığa is başvurusunda bulunmuş ve başvurusunun kabul
edilmiş olması, 4857 sayılı Is Kanununun 24/II-e bendine göre, davacının fesih saikine bakılmaksızın,
haklı nedenle fesih yapmasına engel teşkil etmeyeceğinden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk
Dairesi tarafından verilen kararın yerinde kararı yönünde giderilmesi gerektiği oy çokluğu ile kabul
edilmiştir.

IV- YARGITAY KARARI GEREKÇESI

Uyuşmazlığın giderilmesindeki asıl mesele, kamu kurumuna atama başvurusu kabul edilen isçinin bu
tarihten sonra haklı nedene dayanan fesih hakkını kullanarak is akdini sonlandırmasının dürüstlük
kuralına aykırılık teşkil edip etmeyeceği, buna bağlı olarak da kıdem tazminatına hak kazanıp
kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, haklarını
kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” kuralına yer
verildikten sonra takip eden fıkrada da, “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni
korumaz.” denilerek, hakkın kötüye kullanılması yasağı açıkça hüküm altına alınmıştır.

Bu bağlamda dürüstlük kuralı, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan bir ilke olmasına rağmen hukukun
tüm alanlarında uygulanan temel bir ilkedir. Bununla birlikte anılan Kanun hükmünde dürüstlük kuralı
tanımlanmamıştır. Dolayısıyla hangi koşul ve durumlarda dürüstlük kuralının ihlal edildiğinin tespiti,
tatbik edileceği uyuşmazlığın niteliğine ve bağlı olduğu ilgili hukuk disiplinine hakim olan ilke ve
esaslara göre hakim tarafından değerlendirilmesini ve yorumlanmasını gerekli kılar.

Yukarıda zikredilen hüküm ve yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlığın giderilmesine konu kararlar
incelenecek olur ise;

Uyuşmazlığın giderilmesine konu dava dosyalarında; davacılar is akitlerini fazla çalışma ile ulusal
bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödenmemesi ve sigorta primlerinin eksik bildirilmesi
nedeniyle haklı olarak feshettiklerini iddia etmişlerdir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk
Dairesince istinaf denetimi yapılan İnegöl Is Mahkemesinin 2016/301 E. sayılı dosyasında, davacının
davalı işyerinde çalışmakta iken kamu kurumuna atanmak üzere hazırlık işlemleri yaptığı, atanmasına
ilişkin sürecin kesinleşmesi üzerine is sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyan etmiş ise de,
gerçek iradesinin başka kurumda çalışma olgusu olduğu sabit olmakla, davacının kıdem tazminatına
hak kazanamayacağı gerekçesiyle kıdem tazminatının reddine karar verilmesine karsın Bursa Bölge
Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf denetimi yapılan Bursa 4. Is Mahkemesinin 2016/777
E. sayılı dosyasında ise, ödemeyi ispat yükü yazılı delil ile işveren üzerinde olduğu kabul edildiğinden,
davalı tarafça dava dosyasına davacının prim ödemeleri ve ek ders ücretlerinin ödendiğine dair belge
ibraz edilmediğinden feshinin haklı olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
Aynı konuda farklı kararların verildiği ilk Derece Mahkemesi kararlarına karsı yapılan istinaf
başvuruları da esastan reddedilmiş ve böylelikle Bölge Adliye Mahkemesi karaları arasında
uyuşmazlık doğmuştur.
Uyuşmazlığın giderilmesi talebinin Dairemize gönderilmesini müteakiben, dosyaya celbedilen bilgi ve
belgelerden; her iki dava dosyasında da davacı isçilerin haklı nedenle fesih haklarını kamu kurumuna
atama sonuçlarının açıklanmasından sonra, ancak bu göreve fiilen başlamadan evvel kullandıkları
anlaşılmıştır.

Yine davacıların iddia ettikleri haklı fesih nedenlerinin davalı işverenden sadır olduğu ve dosya
kapsamıyla bu iddiaların da ispatlandığı sabittir.

Öte yandan fesih için haklı sebepleri bulunduğunu iddia eden bir isçinin, muhtemel fesih tarihinden
sonraki işsizlik sürecini ve geçim koşullarını nazara alarak, fesihten önce başka bir ise başvurmuş
olması ve bu başvurusunun kabul edilmesinden sonra, is sözleşmesini feshetmesi, işverenden
kaynaklanan haklı fesih olgusunu ortadan kaldırmayacağı gibi bu feshin kötü niyetli olduğu sonucunu
da doğurmaz. Zira burada fesih iradesinin doğduğu anda değil de sonradan açıklanması, makul kabul
edilebilir insanî kaygılardan kaynaklı olup, işvereni zarara uğratma kastı da bulunmadığından, hakkın
kötüye kullanılması olarak nitelendirilmesi yerinde olmayacaktır.

Hülasa; haklı fesih sonucunu doğuran nedenler işverenden sadır olup, davacı isçilerce bu hak fiilen
yeni ise başlanılmasından evvel kullanıldığı gibi fesihten önce is başvurusu yapılıp kabul edilmesinden
sonra kullanılmasının da makul kabul edilebilir insani kaygılardan kaynaklı olduğunun anlaşılması
karsısında, bu hakkın dürüstlük kuralına aykırı kullanıldığının kabul edilmesi hakkaniyet ve adalet
ilkesi ile de bağdaşmayacağından, uyuşmazlığın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin
kararı doğrultusunda giderilmesine karar verilmiştir.

V-SONUÇ

5235 sayılı Adli Yargı Ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve
Yetkilerini Düzenleyen Kanun’un 35 inci maddesine dayalı olarak; davacı isçinin fesihten önce yeni
bir ise başvurup kabul edilmesinden sonra, ancak fiilen yeni ise başlamadan evvel işveren
uygulamalarından kaynaklı haklı nedenlerle kullandığı fesih hakkının dürüstlük kuralına aykırı
olmadığına ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine, 01.07.2020 günü oybirliği ile karar verildi.

Yorum yok

Yorum Yap

İletişime Geç
Avukata Danış
Merhaba,
sorularınızı bize yöneltmek ister misiniz?