20
Şubat
0
Yorumlar
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan İlamlar
içinde : Yargıtay Kararları
T.C. Yargıtay 8. HD,
2017/9088 E.
2017/2175 K.
KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK KARARLAR
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Borçlular vekili, vekil edenleri aleyhine, kesinleşmeyen menfi tespit ilamında hükmedilen vekalet ücreti ve faizinin tahsili amacıyla takip başlatıldığını, ancak ilam kesinleşmediğinden takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece, borçlunun davası reddedildiğinden ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilebileceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, İİK’nun 41.maddesi yollamasıyla İİK’nun 16. maddesine dayalı şikayete ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara ilişkin ilamlar,
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4-)
Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi),
Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),
Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK 72. madde)
Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2),
Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde),
İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1,)
Yine, HGK’nun 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararında da belirtildiği gibi ilamın yargılama giderine (vekalet ücretine) ilişkin bölümü, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümüyle bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kısmı kesinleşmeden yargı gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmı da icra takibine konu edilemez.
Somut olayda; takip dayanağı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.02.2016 tarih ve 2014/1113 Esas, 2016/156 Karar sayılı ilamında; davacıların (borçluların) davalıya (alacaklıya) karşı açtığı borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın reddine karar verildiği, ilamın kesinleşmediği, bu durumda İİK’nun 72/4 ve 5.maddelerine göre menfi tespit davalarının kabul veya ret tefriki yapılmaksızın ilamın fer’isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının da takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerekir. (HGK’nun 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı)
O halde; Mahkemece şikayetin yukarıda açıklanan gerekçeyle kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.